28 Mart 2021 Pazar
Odunpazarı Belediye Tiyatrosu… 15 yıl önce kurulan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, çalışmalarına ‘kumpanya’ mantığı ile devam ediyor. Kazım Kurt, Odunpazarı Belediye Başkanı olduktan sonra Odunpazarı Belediyesi Tiyatro Müdürlüğü kuruldu. Asıl ciddi adımlar da bundan sonra atılmaya başlandı. Tiyatro Müdürlüğü olduktan sonra da Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, 11 yetişkin, 6 da çocuk oyunu ile haftanın 5 günü ve hiç perde kapatmadan yoluna devam etti. Eskişehir’in profesyonel 3’üncü tiyatrosu olan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, koronavirüs pandemisi nedeniyle perdelerini kapatmak zorunda kaldı. Ancak onlar bunu fırsata çevirerek çalışmalarını youtube ve sosyal medyaya taşıdı. Skeçler, parodiler çeken hatta sokak röportajları yapan Odunpazarı Belediye Tiyatrosu, zor şartlarda bile sevenlerini tiyatrosuz bırakmadı… Odunpazarı Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Elçin Elmalıoğlu Karaahmet, Genel Sanat Yönetmeni Yardımcıları Kıvanç Pehlivanoğlu ve Ömer Burak Ünal ile Odunpazarı Belediye Tiyatrosunu, oyunlarını, tiyatro derslerini ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un kendilerine verdiği desteği konuştuk…Bugüne kadar kaç oyun oynadıklarını soruyoruz. Sözü, önce Elçin Elmalıoğlu Karaahmet alıyor. “Tiyatro Müdürlüğü olduğumuzdan itibaren; haftanı 5 günü 11 yetişkin, 6 da çocuk oyunu sahneledik. Diğerlerinin de prömiyer ve prova aşamasındayken araya pandemi girmesi nedeni ile sezonu kapattık” diyor… Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nun kendileri için çok önemli bir tarafı olduğunu söylüyor Karaahmet, Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nun profesyonel, sıkıştırılmış 2 yıllık konservatif eğitim verdiğini anlatıyor. Tiyatronun oyuncusunu kendi yetiştirdiği öğrencilerden çıkardığına dikkat çekiyor Karaahmet ve ekliyor, “Bu anlamda Türkiye’de örneği bulunmuyor.”
SAHNESİ OLAN TİYATRO İSTANBUL’DA BİLE ÇOK AZ
“Sınav açabilirsiniz, oyuncu alabilirsiniz, profesyonel oyuncular da alabilirsiniz. Odunpazarı Tiyatrosu’nun en kıymetli yeri burada başlıyor, kendi oyuncusunu kendi yetiştiriyor. Özel yetenek sınavı ile alıyor, 2 yıl profesyonel bir eğitim veriyor ve sonrasında kendi oyuncusunu yetiştirmiş oluyor. Tıpkı bir kumpanya gibi… Bu anlamında Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nun yeri çok başka. Odunpazarı Belediye Tiyatrosu bir kumpanya gibi var oluyor. Bizim öğrencilerimiz bütün eğitimlerini aldıktan sonra, bu eğitimlerini uygulayabilecekleri bir sahneye sahipler. Bu tiyatro adına müthiş bir şey, çünkü sahnesi olan tiyatro İstanbul’da bile çok az, ki bu işin kalbi İstanbul’da atar. Bu anlamda müthiş bir farka ve özelliğe sahibiz” sözleriyle konuşmasına devam eden Karaahmet, bunun da ancak belediye başkanlarının tiyatroyu desteklemesi ile olabileceğine dikkat çekiyor. Bu anlamda da çok şanslı olduklarının altını çiziyor.Odunpazarı Belediye Tiyatrosu sadece kendi oyuncularını yetiştirmiyor. Çeşitli üniversitelerin konservatuarlarına da Eskişehir’den öğrenciler yetiştiriyor diyoruz, bunun da tiyatroda verdikleri eğitim alanının bir yan kolu olduğunu söylüyor Karaahmet. “Hepsini yuvadan uçuruyoruz. Üniversiteye kazandırmak, onları daha profesyonel bir tiyatro hayatına ve eğitimine uğurlamak çok keyifli bir şey. Bir ara dershanelerin ‘kazandırdıklarımız’ listesi gibi bir liste yapmayı düşündük çünkü önümüzde çok ciddi bir liste var. Bugüne kadar yaklaşık 150 öğrenci kazandırmışız, ülkenin belli başlı konservatuarlarına, tiyatro bölümlerine. Öğrencilerimiz bu işin eğitimini alarak, -bumerang gibi- hoca olarak, profesyonel oyuncu olarak geri dönüyorlar” diyor. Pandemi sürecinde de sınava girecek arkadaşlarını yalnız bırakmamışlar, zorlu geçen pandemi sürecine rağmen 9 arkadaşlarını konservatuara göndermişler. Elçin Hoca’nın deyimiyle yuvadan uçurmuşlar… Onlar, bu eğitimlere pandemide de devam edecekler… Tüm önlemler alınmış. Bu yıl 17 kişi, Odunpazarı Belediye Tiyatrosunda ‘tiyatro eğitimi’ alıyor.
Odunpazarı Belediye Tiyatrosu ulusal ve yerel birçok ödül aldı, uluslararası festivallere katıldı… Sözü, Kıvanç Pehlivanoğlu alıyor… Burada bir parantez açmak gerekiyor. Pehlivanoğlu, Elçin Hoca’nın bumeranga benzettiği öğrencilerden. Yani Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun konservatuara gönderip de hoca olarak geri dönen gurur tablolarından… Geçen sene Ayrılık oyununda ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü almış. Ayrılık’ın yine geçen sene ‘En İyi Sahne Tasarımı’ ödülünü aldığına değinen Pehlivanoğlu, “Beraber oynadığım arkadaşım “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü aldı. Bu sene yine “En İyi Sahne Tasarımı” ödülünü aldı.
İKİNCİ DERECE DEN İŞSİZLİK YANIĞI ULUSLARARASI FESTİVALLERE DAVET EDİLDİ
Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nun ilk tek kişilik oyunu olan ‘İkinci Derece den İşsizlik Yanığı’nın uluslararası festivallere belirtiyor Ömer Burak Ünal, “Bozüyük, Bilecik gibi dış sahnelere gittik. Bunun dışında 3 farklı ödül aldı. Tiyatro Gazetesi’nden Başarı ve Emek Ödülü aldı. 2. Uluslararası Yeni Tiyatro Dergisi’nden En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Son olarak da Eskişehir Sanat Derneği’nden de En iyi Oyuncu ödülünü aldı” diyor.
SEZONA 3 YENİ ÖDÜLLE BAŞLADILAR
Ödüle doymadıklarını söylüyor Pehlivanoğlu ve devam ediyor: “Geçen sezonumuz sadece iki ay sürdü. Bu sezon 3 yeni ödülle başladık. 2 ayda 3 yeni ödül aldıysak, sezon 9 ay sürse kim bilir ne olacak? Son iki sezondur, ödül anlamında çok başarılı geçti. Ondan önceki senelerde de, ödülsüz sezonumuz geçmedi. Son iki senedir, ulusal çapta ödüller alıyoruz.”
Odunpazarı Belediye Tiyatrosunun Hasan Polatkan Kültür Merkezi’nde bir sahnesi var. Ama onlar; bu sahneye ulaşamayan, kırsal mahalle olarak tabir edilen ekonomik durumu dezavantajlı yerlerde de oyunlar sergiliyor. Belediye tiyatrosu olarak, sosyal proje anlamında yapılan en kıymetli işlerden birisinin bu çalışma olduğunu söylüyor Karaahmet. Eskişehir de iki tane dış sahneleri olduğuna dikkat çeken Karaahmet, “Biri Sultandere Sahnesi Büyükşehir Belediyesi ile sözleşme imzalayarak çıktığımız, diğeri Emek’te. Bir düğün salonu aslında, İlkadım Düğün Salonu. Biz orasını, özellikle çocuklarımız için, zaman zaman da yetişkinler için küçük çaplı bir tiyatro sahnesi haline getirdik. Pandemi öncesinde, ayın en az üç günü hem çocuklarla hem de oradaki yetişkinlerimizle buluşuyorduk. Bu müthiş bir hizmet; birilerinin tiyatroya ulaşması zorken, tiyatronun birilerine ulaşması, hele ki kurum tiyatrosu iseniz, çok daha kolay ve olması gereken aslında. Bu anlamda da 2-3 yıldır, böyle bir şeye imza atıyoruz. Ve tabii ki bir fark var, özellikle çocuk tiyatrolarında” diyor. İlk Emek Mahallesi’ne gittiklerinde çocukların daha çekingen olduğunu anlatıyor Pehlivanoğlu, bu çekingenliğin daha sonra ortadan kalktığına dikkat çekiyor. Pehlivanoğlu, “İkinci, üçüncü seferden sonra oyuna alışıp geldiklerinde, bizim oyuncu arkadaşlarımıza hediye getiriyorlardı. Orasının bambaşka bir duygusu ve enerjisi oluyor” diyor.
7’DEN 70’E, HERKESE TİYATRO DERSİ VERİYORUZ
Geçtiğimiz yıllarda gittikleri bir diğer sahnenin de Bozüyük Belediyesi’nin sahnesi olduğunu dile getiriyor Karaahmet, orasının da 3. sahneleri gibi olduğunu belirtiyor. “Bozüyük’te de ayda bir kez olmak üzere 2 oyun götürüyorduk. Aynı şekilde de Bilecik’e de çok sık aralıklarla gittik” diyor. Odunpazarı Belediyesi Tiyatrosu’nun eğitim alanına da değinen Karaahmet, “Halk Merkezlerimiz de 7’den 70’e, herkese tiyatro dersi veriyoruz. 14 Halk Merkezimiz, Koca Çınar’da ve Kreşlerimizde drama ve tiyatro dersleri veriyoruz. Bu anlamda, dezavantajlı mahallelerimizdeki Halk Merkezlerimizde, çocuklar yaratıcı drama ile ve tiyatro ile tanışıyorlar ve yıl sonunda bir oyun çıkartmış oluyorlar, sahneye çıkıyorlar sonrasında, bu da eğitim noktasında çok önemli bir şey.”Pandemi nedeni ile Odunpazarı Belediye Tiyatrosu perdelerini kapatmak zorunda kaldı. Seyircileri ile buluşamıyor. Onlar bu süreçte youtube, sosyal medya üzerinden ve Odunpazarı TV üzerinden tiyatro severlerle buluşuyor. İlk projelerinin Mucize Ev olduğunu dile getiriyor Karaahmet, bu süreci ise şu sözlerle anlatıyor: “Yaklaşık 8 bölüm çektik onu. Bizim içinde tecrübe ettiğimiz, önümüzü görmeye çalıştığımız bir çalışma oldu. Çocuklara dokunduk, seyircilerimize dokunduk. Sonrasında ‘Tiyatro Müdürlüğü olarak kendimiz ne yapabiliriz’den yola çıkarak küçük skeçler ya da daha konsept olarak oluşturabildiğimiz programlar olabilir mi, bunu da yayınlayabilir miyiz, sorusundan yola çıktık. Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün Odunpazarı TV’yi kurması ile beraber bize kocaman bir alan açılmış oldu. İlk olarak Alo Belediye’yi çektik. Bizim için muazzam bir malzemesi olan bir şeydi. Odunpazarı başlı başına bir malzeme bizim için dokusuyla, orada yaşayanlar ile… Buradan 2 proje doğdu. Biri ‘Odunpazarı Teyzeleri’, 2’ncisi ‘Portatif’. Portatif, röportaj programı aslında, ama öyle bir şeye evrildi ki bir süre sonra sadece Odunpazarı Bölgesinde yaptık. Odunpazarı envanteri oluşmuş oldu. Portatif’in bir de kendi içinde kolektif kısmı var. Odunpazarı özellikle kadın üreticiler için çok kıymetli bir yer. Onları biz de tanımış olduk, izleyenlerde tanımış oldu. Biz çok keyif aldık Portatif’ten. Odunpazarı Teyzeleri çok seviliyor, ama facebook’ta. Bu sosyal kanalların kendine ait hedef kitleleri var. Onu fark ettik süreç içerisinde. Instagram’da 1 dakikalık, daha çok gençlere yönelik ne yapabiliriz, sorusundan, ‘Asansör’ doğdu. Asansöre giren bir kişinin 1 dakikada yaşadığı herhangi bir minik hikaye doğdu. Daha interaktif, daha enerjisi yüksek ne yapabiliriz dedik, ‘Oyuna gel’ doğdu oradan da. Biz çok eğlenince kameraya yansıyanlar da eğlenceli oldu.”Tiyatro dekorundan, metne kadar her şeyi ekip olarak onlar hazırlıyor. Kumpanya mantığı ile çalıştıklarını belirtiyor Elçin Elmalıoğlu Karaahmet, “Buraya gelen arkadaşlarımız 7 yıl önce gelmişler. Seçmelere girmiş, 2 yılda eğitimlerini tamamlayıp gitmemişler. Hem öğrenciniz, bir süre sonra arkadaşınız, dostunuz, meslektaşınız olmuşlar burada tanışmışlar evlenmişler. Torun torba sahibi olduğumuz öğrencilerimiz var. Çok arabesk ama aile gibi oluyoruz. Dolayısıyla ve gerçekten bu yaptığınız işi çok besliyor. Çok daha sağlıklı. İş noktasında bir yandan da profesyonel bir iş yapıyorsun” diyor.
İŞİ MUTFAĞINDA UYGULAMA İLE ÖĞRENİYORLAR
Yıllardır sahne tasarımında aynı arkadaşları ile çalıştıklarını anlatıyor Pehlivanoğlu ve şöyle devam ediyor: “O tasarlıyor ama bizim Park ve Bahçeler Müdürlüğü yapıyor. İlk başta Park ve Bahçeler’e gittiğimizde nasıl yapacağız derken şimdi çok heyecanlanıyorlar, çünkü yaptığımız iş Türkiye çapında tasarımda ödüller almaya başlıyor, bunu ben yaptım diyorlar. Sadece oyuncuları kendimiz yetiştiriyoruz, ama dekor kurmak ya da ışık için de ekiplerimiz var. Bunlar da öğrencilerimiz içinden çıkıyor. Mutfakta pişiyor. Bittikten sonra yavaş yavaş sahneye entegre olmaya başlıyorlar. Hem onların eğitim süreci oluyor, hem de işi mutfağında uygulama ile öğreniyorlar.” 2 yıllık eğitim sürecinin içinde öğrencilerinde kendi yeteneklerini keşfettiklerini anlatıyor Karaahmet, “İlk yıl şan, dans, sahne dersi, tiyatro tarihi, ses konuşma ve bireysel oyun doğaçlama eğitimi alıyorlar. İkinci yıl biraz daha spesifikleşiyor dersler aynı zamanda oyun yazarlığı, ve dramaturji, sahne tasarımı, drama, kostüm tasarımı biraz da başka tarafları var mı noktasında bir kapı açıyor. Yazarlık dersinden çıkıyor, o senaryoyu yazmaya çalışan arkadaşlarım. Gerçekten böyle bir yetenekleri olduklarını hem biz hem onlar keşifetmiş oluyorlar” diyor. Karaahmet, veremedikleri dersleri de workshoplar düzenleyerek telafi ettiklerine değiniyor.
Odunpazarı Belediye Tiyatrosu tarafından verilen bu derslerin, dışarıda para karşılığında alındığına dikkat çekiyor Ünal ve ekliyor: “Güzel olan yanı şu, kapital bir çağda yaşıyoruz. İnsanlar ücretle para karşılığında alıyorlar; fakat burada herhangi bir ücret talep edilmeksizin eğitim alıyorlar. Üstüne 2 yıllık eğitimi tamamladıktan sonra ben burada var olmaya devam etmek istiyorum diyen kişi, üzerine sevdiği mesleği icra edip üzerine para kazanmaya başlıyor.”
ANADOLU’NUN ‘DON KİŞOT’U!
Odunpazarı Belediyesi’nin Anadolu’nun ‘Don Kişot’u olduğunu söylüyor Kıvanç Pehlivanoğlu… “Burada aslında adı konmamış, insanların fark etmediği bir sistem var. Bu sistem halk merkezlerinde ya da kreşlerde, gençlik merkezi kendi seyircisini yaratan… Bizim kendi aramızda adı konmamış dekor tasarımını yapan aramızda çalışan dekorcularımız var. Ekip içi oyuncular kendi işini yapan dekor kurumu, sahneyi oyun öncesinde temizliğimize dikkat ediyoruz. Öğrenim anlamında böyle bir iş yapımız var. Yönetmen, teknik sorumlumuz var, basınla ilgili olaylarla irtibata geçecek arkadaşımız var. Örneğin ben teknik işlerden sorumluyum. Bütün anlamda kurum, realizasyon, tasarım kısmı… Burak iletişim kısmından sorumlu. Elçin hoca bizle ve halk merkezleri ile organizasyonu yapıyor. Oyunları ben, Elçin ya da Burak hoca yönetiyor, birbirimizin oyununda yönetmen yardımcısı oluyoruz. Bir oyunda oyuncu olan arkadaşımız, diğer oyunda sahne amiri oluyor. Burada fark etmeden oturmuş, köprüleşmiş öyle bir sistem var ki. Kim içine girerse, o sistemin içinde oluyor. Güçlü ayakta duruyor.” Görev bilinci ile hareket etmediklerinin altını çiziyor Pehlivanoğu ve şöyle devam ediyor: “Standart bu iş benim görevim oyunu oynayıp geleceğim demiyoruz. İşimi bitirip paramı alacağım demiyoruz. Tabi ki insanlar görevi var para kazanması gerekiyor ama bunun yanında birliktelik eklemek lazım. Mutluluk eklemek lazım. Rahmetli Ahmet Kural’ın da dediği gibi; ‘Birlikte eğlenemeyen insanlar birlikte gelecek kuramaz.’ Biz birlikte eğlenebiliyoruz ve bu yüzden birlikte sağlam bir gelecek kuruyoruz.”
TİYATRO OYUNUN PRÖMİYERİNDE OYNAYAN BİR BELEDİYE BAŞKANI…
Odunpazarı Belediye Tiyatrosu’nun en büyük destekçilerinden birisi de Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt. Başkan Kurt, gençlik yıllarında tiyatro oyunlarında yer almış, hatta Odunpazarı Belediyesi Tiyatrosu tarafından sahnelenen ‘Tutuklu Şiirler’ adlı oyunun prömiyerinde de oyuncularla birlikte sahne aldı. Bu durumun kendilerini nasıl etkilediğini soruyoruz. “Kaç kurum var tiyatroyu bu kadar destekleyip arkasında duran?” diye sorumuza cevap veriyor Elçin Elmalıoğlu Karaahmet ve hemen ekliyor; “Biz o konuda çok şanslıyız. Baktığınızda bu büyük bir cesaret. Tiyatro kurmak bu riski almak, acayip bir şey... Bizimle sahneye çıkan belediye başkanımız var. Kaç tanedir bilmiyorum ve çok önemli bizim için, çok özel yeri vardır; Tutuklu Şiirlerin. Tutar mı tutmaz mı? Hep komedi yapmışız, başka bir şey söylüyoruz orada, acı bir şey, düşünceleri yüzünden hapsedilmiş şairlerin performans gösterisi. Cesaret gerektiriyor… Başkan ise hemen projeyi onaylıyor. Üstelik oyunda yer alıp provaya katılıyor. Bu müthiş bir şans asla yadsınamaz. Bu olmuş, bu olmamış haklı ve yapıcı eleştirileri çok kıymetli oluyor. Başkan yoğun zamanında bile prömiyerlere katıldı. Bu küçük bir şey görünebilir ama o sahnede olan için gerçekten önemli bir şey. Bu projeler üretilmemiş, desteklenmemiş olsaydı; olur verilmemiş olsaydı; maddi tarafı bir yana bırakıyorum, üretmek anlamında bomboş bir yılımız olacaktı. Odunpazarı TV’ de ciddi bir şekilde sanata destek var.”
Tiyatro’nun bağımsız bir Tiyatro Müdürlüğünün olmasının da çok önemli olduğunu vurguluyor Kıvanç Pehlivanoğlu. “Dışarıdan bakıldığında etkili görünmüyor ama Tiyatro Müdürlüğü’nün bağımsız bir müdürlük olması bambaşka bir şey. Sosyal Yardım İşleri, Park ve Bahçeler ne ise ne kadar önemli ise bizim de o kadar önemli olduğumuzu gösteriyor” diyor ve gülerek sözlerine şu cümleyi ekliyor: “Başkanın tiyatrodan anlaması bizi zorluyor.”