24 Kasım 2024 Pazar
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' nedeniyle mesaj yayınladı. Başkan Kurt, kadına yönelik şiddetin arttığına dikkat çekerek, 6284 sayılı kanunun etkin olarak kullanılması gerektiğinin altını çizdi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' nedeniyle mesaj yayınladı. Anıt sayaçta yer alan bilgilere göre en az 2024 yılında 406 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü söyleyen Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, kadına yönelik şiddetin her geçen gün boyutunu artırarak vahşileştiğine dikkat çekti. Bianet’te bulunan ‘Erkek Şiddeti Çetelesi’nde yer alan bilgiye göre Ekim ayında 49 kadının öldürdüğünü, en az 79 kadına şiddet uyguladığını 58 kız ve oğlan çocuğunu istismar edildiğini, sekiz çocuğun da öldürdüğünü vurgulayan Başkan Kurt, Eylül ayında ise 33 kadını öldürdüğüne, en az 45 kadına şiddet uyguladığına, 14 kız ve oğlan çocuğunu istismar edildiğine ve bir çocuğun öldürdüğüne dikkat çekti. Başkan Kurt mesajını şu sözlerle sürdürdü: “Katillerin bahaneleri hep aynı; 'boşanmayı istemek, evlenmeyi reddetmek, barışmayı reddetmek'… yani kadının 'kendi hayatına dair karar almak istemesi'. Onlar, iyi bir hayat yaşamak isterken; kocası, eski kocası, sevgilisi, babası, kardeşi ya da hiç tanımadıkları erkekler tarafından katledildi. Şiddetin boyutu, nerden geldiği, vahşileşmesi her geçen gün bir önceki günü aratır durumda. Eğer gerekli önlemler alınsaydı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun etkin bir şekilde uygulansaydı, İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılmayıp tam olarak uygulansaydı bu kadınlar bugün aramızda olabilirdi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET, İNSAN HAKLARI İHLALİ OLMANIN ÖTESİNDE”
Gittikçe derinleşen yoksulluğun, geçim derdinin en can yakıcı olduğu bir dönemden geçiyoruz. AKP iktidarının ekonomi politikalarıyla halka dayattığı yoksulluk, kadınlara işten atma, mobbing gibi hak ihlalleri olarak geri döndü. Kadına yönelik şiddet, tecavüz ve kadın cinayetlerindeki artış tesadüf değildir. İçinde yaşadığımız sistemin ve hükümetin yanlış kadın politikalarının sonucudur. Kadına yönelik şiddet, insan hakları ihlali olmanın ötesinde,
toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen, çözülmesi gereken acil bir sorundur. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu, bu mücadelenin en önemli yasalarından biridir. 2012 yılında kabul edilen bu yasa, kadınların fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete karşı korunmasını hedeflemektedir. Ancak, yasaların etkili olabilmesi için toplumun her bireyinin bilinçli ve aktif bir şekilde bu yasal hakları savunması gerekmektedir.
6284 SAYILI YASA TÜM POTANSİYELİYLE UYGULANMADI
6284 sayılı yasa, şiddet mağduru kadınlar için bir güvence sunmaktadır. Kanun, şiddet uygulayan kişilerden uzaklaştırma kararları, koruma tedbirleri ve geçici barınma imkânları gibi çeşitli önlemlerle kadınları güvence altına almaktadır. Ayrıca, devletin yükümlülükleri doğrultusunda şiddet mağdurlarına yönelik hizmetler ve destek mekanizmaları da oluşturulmuştur. Bu sayede kadınlar, şiddete uğradıklarında yalnız olmadıklarını, yasaların ve devletin yanlarında olduğunu bilmelidirler. Ne yazık ki, 6284 sayılı yasa tüm potansiyeliyle uygulanabilmiş değildir. Yasanın etkin kullanımı, yalnızca yargı organlarının ve kolluk güçlerinin değil, aynı zamanda toplumsal bilincin de devreye girmesiyle mümkündür. Her birey, kadına yönelik şiddetle mücadele etmek ve mağdurların haklarını savunmak için sorumluluk taşımaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumun tüm kesimlerinin, özellikle yerel yönetimlerin, kadın derneklerinin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içerisinde hareket etmesi büyük önem arz etmektedir.
Bugün, 25 Kasım'da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak istiyorum: 6284 sayılı Kanun, kadınların haklarını korumak ve şiddetle mücadele etmek için çok değerli bir araçtır. Ancak, bu yasanın gerçek gücünü ortaya koyabilmesi için hem toplumsal hem de bireysel düzeyde duyarlılık, farkındalık ve etkin uygulama şarttır. Şiddete karşı durmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Kadına yönelik şiddete karşı hep birlikte mücadele ederek, bu şiddetin önüne geçeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde yaşama hakkı elinden alınmış tüm kadınları saygıyla anıyorum.”